Memleketim Radyo
Sevgi, Dostluk,Samimiyet...

Deneme Yazılar


Keşke Susabilseydim...
 
Keşke susabilseydim bana,sana sustuğum kadar,kendime susabilseydim.İçimde bir fırtına ,sağa sola savuruyor,keşke kusabilseydim seni,atabilseydim içimden.Sana hiç kızmadım ki ben,hep kendime kızdım .
Kendimi vurdum,kendimi kırdım.Ben seni sevmekten ,ve seni severken kendimden vazgeçmekten gayrı, birşey yapmadım ki.Senden vazgeçmek öylemi,senden vazgeçmek.Yıllardır aklım, bu yalana inanmaya zorluyor gönlümü.Senden vazgeçmek...

Bir neye kızıyorum biliyormusun neye, kendime ve dahi kendime...
Söyleyemedim ya, bir kere olsun gözlerinin içine bakarak .Seni seviyorum diye,sensiz eriyorum diye...
Gün geçtikçe daralıyor yolların biliyormusun,gün geçtikçe çoğalıyor acılarım görüyormusun.
Görmüyorsun...Çünkü sen yar,çünkü sen,sevildiğini bile bilmiyorsun.
Keşke susabilseydim bana,sana sustuğum kadar...
Keşke içimde ki kavgaya, sebep olmasaydı gözlerin.Gücüm yetmiyor, içimde ki bu kavgayı susturmaya,gücüm tükeniyor ,içim tükeniyor,yüreğim çürüyor yokluğun da.
İlla ki,söylemek mi lazım.Keşke bir kere baksaydın olmazmıydı,görseydin ,dokunsaydın gözlerinle gözlerime,olmazmıydı.Oysa günde üç öğün,gönül sofrana otururdu da duygularım,hiç ikram etmezdin gözlerinden...
Biliyormusun ay yar,aşksızlık cimrilik katmıştı senin huyuna...
Benim ise hep,hasret çekmek düşmüştü payıma...
Düşünüyorum da,şöyle bir karşımda dursan ,şöyle bir gülsen.Şöyle bir boynuna sarılsam.Ve artık seni,hayalinle aldatmasam.
Biliyorum bana yolların dar,biliyorum bu sevdada olmadı hiç kâr...
Ne olursa olsun artık,aklımda söylemek var...
Öyleyse...
Tut kalbimi ey yar...
İçinde aşk var...
Sen yokken hayatın nasıl olduğunu biliyorum,senin hayatıma katacaklarını kabullenmeye geldim.Eksilteceklerinin;canımı acıtan,düşlerimi kıran,gülümsemelerime ket vuran ne varsa olmasını dileyerek geldim.
Yaralanma cesaretimi giyindim geldim bugün,başka giysi kifayetsiz aşkın yangınlarına.
Zamanın izafiyetiyle;geleceği kazanmak için,geçmişimden yüklendiğim silahlarımla savaşmaya geldim bugün.
Hayatındaki dizelerin boşluklarını doldurmaya,uykusuz gecelerine masal olmaya geldim.
Okyanusuna fener,aynanda yüzün olmaya geldim bugün.


Seni tanımaya değil,hissetmeye...
Sana bakmaya değil,seni görmeye...
Seni duymaya değil,seni dinlemeye...
Sana yol değil,yoldaş olmaya geldim ben bugün.
Sana gelen yolu bulmam için sabırla bıraktığın aşk kırıntılarını toplaya toplaya geldim ben sana.
Beni düğüm düğüm dokuduğun şiirlerinden çözüldüm bugün.
Yanılma ama...Sendeki ''ben''değil...Ben geldim sana bugün...

Çerçevene uyar mı resmim bilmem...
Büyük gelirse,kesip küçültme
Küçük gelirse,çekiştirip yıpratma
Çerçeveye göre resim değil,resme göre çerçeve yapılır unutma...
Sana geldim bugün...
Bendeki ''sen''e değil...Sana geldim bugün...
Ben yokken,sende doğup büyüyen aşkı;yaşayıp,yaşlandırmaya geldim bugün...


 
Söylesem Tesiri Yok , Sussam Gönül Razı Değil ... ! 

Sustum Öylesine Bir nefeste AhesteVarsın güller açılmasın bundan sonraVarsın olsun! Eksik olsun Çoklar aza, anlar hiçliğe, canlar ecele devrile dursunKoygar şahinler uçurmam bundan gayrı, turna kanadıyla yaralanmış göklerimde Kıyılmış ne varsa beyhudedir bundan böyleSustum Dertli kalem Artık sen söyle! 
Sustum Bu vakte kadar, söz kalesinin burçlarında niçin mahpustum? Viran olmanın noksan kıldığı bir tutam acıyla, mürekkep renginde içimi kustum Siyahın üstüne renk tanımakla yapılan hatayı, saçımda an be an artan aklardan öğrendimVe öğrendim susmayı, akıtmaya kıyamadığım sağanaklardan Uyan ey zaman! Bedel iste bitirdiğim yarınlardan
Sustum Kelamın koridorlarında infilak eden sedamı, yunmuş yıkanmış kızıllıklara yar eyledim Sustum ve nihayet kar eyledimİncecikten bir sızıyla inlerken neyler, son sözümü, sona ermeden evvel suskunluk alfabesiyle söyledim Evet! Belkide bir zamanlar meyustum Ama korkmayın artık Sustum Sustum
Sustum Cana, canana, zamana, mekana, zekana, korkana, yürek burkana, gökten sarkana, yerle bir olan arkana Tuş oluşunu gördüm, sustum Yaratık mesabesine indirgenmişlerin haliyle sustum! Tersine açan bir çiçek gibi, topladım yapraklarımı gün ışığından, goncamın içine pustum Sustum Sustum 
Sustum Olmayan saygının kaygısını çekerek Bağrımdaki çorak toprağa Mecnunun efkarını ekerek Bir ceylanın toynaklarıyla ezildim, geçip gitti sekerek Ormanlar uğuldadı gözümdeki son billuru da dökerek Hıçkırmak istedim olmadı, sendeledim olduğum yere çökerek Harman vakti bir başak kesildim, biçmekten imtina etmeyen kader adlı orağın önünde boyun bükerek Sustum 
Sustum Konuş deseler de Söz gümüşünü biriktiririm artık yamalı keselerde Özüm her ne kadar kavrulsa da, Leyla menşeli vesveselerde Veya Kısıtlamış hülyalarım, açı ortayını yitirse de lüzumsuz hendeselerde Söz dedim ya Hani ağlamaklı baktığında kelam kesilen mevzu İşte o artık bundan böyle, sözü geçmez köselerde Sustum Hakikatte susmak dil çeliğini örseler de Neyse Sustum 
Sustum Gemiler kalkıyordu limandan Fora yelkenlerin kirlettiği simandan, bir hüzün aksetti sonra Küçük bir çocuk çehresiyle kanadı ufkun derinlikleri İçimdeki ateşler terk ederken o ıtri serinlikleri Yaseminler de bivefa, kokmayınca bu bahar! Hanımeli saltanatını devirince Akdenizin rutubet kokan nefesi Ansızın yıkılınca zincirlere hükmeden aslanların kafesi Sustum 
Sustum Sebepsiz yere Ruhum yara bere Eyvahları yollamadan mutebere Biliyor musun ah aziz dostum Ben sustum!
 
alıntıdır.
 
 
 
 
HİSSEDİYORUZ!
 
Duyğuları görmemizi sağlayan, kendi içimizde karşı tarafı duyabilme haykırışı olarak, yürekde duyulan bir anda oluşan anımsama;
Sevgi olarak, duyguların ruh ile oluşan cefası veya marifeti olarak zihinde tutulan olağan dışı zamana sığdırılmış düşünceler.
Etki altında kalındığında, göz ile görüldüğünde,duyduğumuzda,aldığımız kokuda,akla gelen anımsama ile gelecek arasındaki zamanın akılda tutulması.
İç den olarak benimsemiş olan değerlerin duygu bütünlüğüdür!!!
En güzel iletişim şekli olarak, yapılan geleçekdeki neler olabileceğini sezmek diyebiliriz.
Hissedebilmek yada ön sezilerimizi geliştirebilmek için kendimize, düşüncelerimize zaman ayırmanız gerekmektedir..
Kontrol altında olduğumuz sürece bu olguya sahip olamıyabiliriz.
Çünkü önceden hissedebilmek için gerginlik,stress gibi hallerde yoğunlugunu kaybedeceğiz. Bulunduğumuz ortamda,dikkat edeceğimiz herhangi bir nesneye zaman ayırmak durumundayız..
İnceleyip yoğunlugunu her türlü düşünce ile canlandırmalı, zihin vede ruhumuzda,sezgilerimiz bunun için bize bir yol açacaktır.
Bu durumda tasarladığımız çözümleri, hissedişleri,önsezilerimiz bizin davranışlarımızda tutuçağımız durumları belirlemiş olacaktır.
Daha sonraki zamanda durum ile karşılaştığımızda, yaşadıklarımızı, önceden belirlemiş olma hali olarak karşımıza gelmiş olacaktır.
Bu durum bize farklı bir özellik olarak yaşamımızda almış olduğumuz kararları etkileyecektir.

Her insanda bu şekilde özellikler olmayabilir.Olduğunda ise farkında olamıyan insanlar,sadece başka değerlere anlamını bağlıyabilirler.Gözlerimizin  görmediğini,
görebiliriz,kulaklarımızın  işitemediğini, duyabiliriz,dokunduğumuzda zihnimizde oluşan temasdır.
Bunların farkına vardığımızda, Can olur,hissettiğimizde damarlarımızda dolaşan Kan olur.Duygularımız beyin ile kalp arasında bilinen en kısa yol olur.Buna göre olacakları,önceden tahmin edebiliyor,öngörüye büyük ölçüde sahip olabiliyoruz.

Çünkü biz hissediyoruz, biz birbirimizi çok ama çok seviyoruz...
Şafak Konal 2008
 
 
 
Öğrendik ki!
 
Bir tek insanin bize ''iyi ki varsin'' demesi, varoldugumuz için 
mutlu olmamizi saglar.... 

Ögrendik ki.... 
Kibar olmak, hakli olmaktan daha önemlidir. 

Ögrendik ki.... 
Hayat sartlari bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasada 
hepimiz çilginliklarimizi paylasacak birini ariyoruz.... 

Ögrendik ki.... 
Bazen tek ihtiyacimiz olan bir el ve bizi anlayacak bir yürektir..... 

Ögrendik ki.... 
Parayla ''klas insan'' olunmuyor.... 

Ögrendik ki.... 
Gün içinde basimiza gelen küçücük seyler gün sonunda koca bir mutluluga dönüsüyor.... 

Ögrendik ki.... 
Inkar edip içimizde sakladigimiz seyler gerçekligini kaybetmiyor.... 

Ögrendikki.... 
Biriyle dalastigimizda tek basardigimiz onun bize daha çok zarar vermesini saglamaktir.... 

Ögrendik ki.... 
Her yarayi saran zaman degil sevgidir.... 

Ögrendik ki.... 
Çabuk olgunlasmak için zeki insanlardan çevre edinmek gerekir..... 

Ögrendik ki... 
Karsilastigimiz herkes bir gülüsümüzü hak eder..... 

Ögrendik ki.... 
Hiç kimse mükemmel degildir.... 

Ögrendik ki.... 
Hayat zorludur ama biz daha zorluyuz.... 

Ögrendik ki.... 
Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavusmanin bedava yoludur.... 

Ögrendik ki.... 
Hepimiz zirvede olmak istesek de asil keyif oraya tirmanirken yasadiklarimizdir.... 

Ögrendik ki.... 
Zamanimiz ne kadar azsa yapacak isler o kadar çoktur.... 

Ögrendik ki.... 
BİRİNİ NE KADAR ÇOK SEVERSEK HAYAT ONU BİZDEN O KADAR ÇABUK ALIYOR...
Can Yücel



YAZIKKİ GİTTİN!! 

Dünyanın gözyaşı olur mu diye sorma? ne olur. Sen gidince tüm dünyamı gözyaşı denizlerine sürükledin. Dünyada bu kadar gözyaşı olduğunu bilmezdim ve bir insanın bu kadar içten ağlayabileceğine de görsem de inanmazdım.


 Yazık ki gittin benden ve yazık ki anlatacak kelime bile bırakmadın bana. Seni anlatabilecek tek şey gözyaşı ve ben tüm benliğimle iki gözümle seni anlatıyorum sen gittin gideli ve ben senin gittiğin yolları izliyorum.


 Yapacak bir şey yoktu gidişine. Kafayı koymuştun gitmeyi. Giderken üzülme demiştin; unutursun ama unutulmuyor yaşananlar ve sensiz yaşanmıyor. İnsan nasıl unutur yaşamayı? Sen ki gözlerinin siyahını götürüp tüm dünyamı kurak topraklara çevirmişken nasıl unuturum seni ve nasıl becerebilirim bu yaşama sensiz devam etmeyi.


 Sanki çıkıp geleceksin, sanki şaka yaptım deyip bana sarılı vereceksin ve uyanacağım bu karabasan rüyadan. Yine el ele verip yürüyeceğiz yağmurlar altında, doğacak güneşe  merhaba diyeceğiz. Bin yıl geçti bu yürek bekler bu şakanın biteceği günü ve bekler seni, bırakıp  gittiğin dört köşeli ekran başında.


 Gidenler dönmüyor yazık ki elimden beklemekten başka bir şey gelmiyor.
Yazık´ki, şu gecen zamana yazık..

Şafak Konal 2010
             


SUSUYORUM!
 
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde,  
ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri:
Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum...
Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? 
Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden?
Bilmiyorum! 
Susuyorum artık...
Sustukça susuyorum... 
Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, 
suskunluğuma sarılıyorum.
Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler.
Bazıları da acıtıyor üstelik... 
Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki.
Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, 
şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor.
Düşünüyorum da bu güne kadar hep; 
gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi;
gibi sevmişim... 
Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz.
Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. 
Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum...
Onca yıldan sonra;
hayata dair ne kaldı ki elimde? 
Kocaman bir hiç!
Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan...
Öyle anlamsız ki yaşadığım hayat. 
Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor,
elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. 
Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum... 
  

Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum;
ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... 
Toprağa ateşi düşürecek,
denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini...
Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. 
Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken...
Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı...
İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp,
sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan. 

İşte yine susuyorum;
siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. 
İçimdeki çocuk ölüyor... 
Yalancı gülümseyişlerle;
beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum.
Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı;
bilmiyor ki hiç biri..
Önemli olan nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğine bağlıdır. 
Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissederiz.

Şafak Konal 2008
 
                                                                                                                                                                           
 
Söylesene beni kaç harfle sevdin?
 
Hani anlat desem içindeki sevgiyi; ilk kelimenden sonra kaç dakika sürer? 
Zamanı ellerimle yakasından tutup havaya kaldırsam ne kadar anlatırdın? 
Hadi anlatsana beni kaç harf sevdin? 
Oyuna mı geldin sevgili? 
Kandırdım seni az önce.. 
Bana olan sevgin kaç harf diye sordum, sende bana anlatmaya başladın... 
Cümlelerle kelimeleri süsleyerek anlatmak yeterli oldu. 
Demek sadece '' SENİ SEVİYORUM '' da özetim.. 
Oysa bana yaşadığımızı sandığım bu büyük aşkı tarif edememen lazımdı.. 
Ağzından hiç bir kelime çıkmamalıydı.. 
Düğümlenmeliydi ses tellerin, ellerin titremeli, avuçların terlemeliydi.. 
Boçalamalıydın... 
Her anlatmaya kalktığında saçmalayıp, örneklerle izah etmeye çalışmalıydın... 
Başaramamalıydın... 
Anlamını bilecek kadar bir aşk bize yakışmazdı oysa.. 
Bak sokaklara hep onlarla dolu. 
Ellerinden tutabildiğin bir aşk bu sendeki.. 
Bana olan sevgini özetleyememeliydin sevgili. 
Özetlenecek bir aşk sadece kitaplara konu... 
Yazılabilecek kadar basit bir aşkı, ben bir damla gözyaşıyla anlatırdım sana... 
Bana benim sorumu sorma sevgili.. 
'' Peki sen anlat o zaman. '' deme bana..! 
Beni sadece 16 harf seven birisine ben ne anlatayım?..
Söylesene beni kaç harfle sevdin? 
Hani anlat desem içindeki sevgiyi; ilk kelimenden sonra kaç dakika sürer? 
Zamanı ellerimle yakasından tutup havaya kaldırsam ne kadar anlatırdın? 
Hadi anlatsana beni kaç harf ile sevdin? 
Oyuna mı geldin sevgili? 
Kandırdım seni az önce.. 
Bana olan sevgin kaç harf diye sordum, sende bana anlatmaya başladın... 
Cümlelerle kelimeleri süsleyerek anlatmak yeterli oldu. 
Demek sadece '' SENİ SEVİYORUM '' da özetim.. 
Oysa bana yaşadığımızı sandığım bu büyük aşkı tarif edememen lazımdı.. 
Ağzından hiç bir kelime çıkmamalıydı.. 
Düğümlenmeliydi ses tellerin, ellerin titremeli, avuçların terlemeliydi.. 
Bocalamalıydın... 
Her anlatmaya kalktığında saçmalayıp, örneklerle izah etmeye çalışmalıydın... 
Başaramamalıydın... 
Anlamını bilecek kadar bir aşk bize yakışmazdı oysa.. 
Bak sokaklara hep onlarla dolu. 
Ellerinden tutabildiğin bir aşk bu sendeki.. 
Bana olan sevgini özetleyememeliydin sevgili. 
Özetlenecek bir aşk sadece kitaplara konu... 
Yazılabilecek kadar basit bir aşkı, ben bir damla gözyaşıyla anlatırdım sana... 
Bana benim sorumu sorma sevgili.. 

'' Peki sen anlat o zaman. '' deme bana..!
Beni sadece 16 harf seven birisine ben ne anlatayım?..

Şafak Konal 2009
 
 
 
Anne ?
 
Benim hiç sapanım olmadı anne ..
Ne kuşları vurdum,ne de kimsenin camını kırdım.
Çok uslu bir çocuk değildim ama,seni hiç kırmadım, hep boynumu kırdım!
Ben hayatım boyunca bir tek kendimi vurdum!..
Suskun görünsem de fırtınalı ve mağrurdum anne! ..
Bir mızrak gibi aynada hep dik durdum anne! ..
Ben sana hiç bir gün laf getirmedim, Leke sürmedim.
Ama göğsümü çok hırpaladım kalbimi çok yordum...
Ben hayatım boyunca, en çok kendimi sordum! ...
Benim hiç sevgilim olmadı anne!..
Ne bir aşk yaşadım, ne bir gün şansım güldü ..
Kimi yürekten sevdiysem yüreğini başkasına böldü...
Bir muhabbet kuşum vardı o da yalnızlıktan öldü...
Sen beni göğsünde,Hep acılarla mı Yoğurdun Anne?
Yoksa evlat diye koca bir taş mı doğurdun anne?
Eziyet değilim, zahmet değilim musibet hiç değilim;
Bir senin mi balına sinek kondu, söylesene!
Doğurdun da beni,ne ile yoğurdun anne?

Benim hiç hayalim olmadı anne ..
Ne seni rahat ettirdim ne kendim ettim rahat...
Bir mutluluk fotoğrafı bile çektirmedi bu hayat !
Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne.
Ne omuzumda bir dost eli ne saçımda bir şefkat.
Say ki yolardan akan şu faydasız çamurdum anne...
Say ki ıslanmaktım, üşümektim ..
Say ki yağmurdum anne!
Bunca yıldır gözyaşlarını hangi denizLere sakLadın? 
Sen beni niye doğurdun anne!             
    
 
 
 
 
Uzakta Olsa Birini Sevmek
 
Onca insan arasından kalkıp da çok uzakta olan birini sevdiginiz, seçtiginiz için "hayatın bir bildiği var" diyebilmektir. 
Televizyonun karşısına geçip oturduğunuzda bile, evdeki en dagınık halinizde bile onun yanında olmayı istemek, onun da aynı şeyleri düşündügü inancına ğüvenebilmektir.
"özlemek" kelimesinin hakkını vere vere yeri geldiginde gözyaşlarınız gülümsemenize karışmış uyumak,ve uyurken onudüşünmemeyi dilemektir,çünkü uyku ve o hiç iyi anlaşmaz.
Sırf sesini duymak için telefon açmak, saçmasapan ya da ilginizi çekmeyecek şeyler olsa bile anlattıkları dinleyebilmektir.En kötü anınızda anne babanızı bile degil,onu arayarak, tüm sevdiklerinizi es geçebilmektir.Ve en önemlisi dahası en zoru, onun sizi çok sevdigine inanıp, tüm korkuları bastırarak o uzakta dahi olsa ona ğüvenebilmektir...

Şafak Konal 2008
 
 
 
 
Bir Tanemsin!
Sırrım,yasağım,sebebimsin bu karmaşık dünyada,nefesimsin soluk soluk tertemiz dağ havası gibi içime çektiğim.... 
Bir çocuk masumiyetiyle beni sürekli gözünden sakınır gibi koruyan anamsın, babamsın.
Yoldaşımsın, sırdaşımsın, gönüldaşımsın her derdime ortak olan...
Sevdiğimsin...
Ruh eşimsin..
Ama rahat değilsin yeterince, bunu biliyorum.
Kalbine bir sızı veriyor olmalı o son sözlerim, hareketlerim...
Benim sevgi sağanağımda ıslanmadan yürümeyi başaranlardansın sen birtanem..
Yangınımsın sensiz gecelerde beni yakan,sabrımsın sensiz saatlerde teselli veren,
mutluluğumsun, umudumsun, uzaklardan bana nefes gibi içimde dolanan,
damarımdaki kansın sıcacık içimde dolanan,çarpan kalbimdesin her an her dakika hissettiğim... 
Yalnızlığımın yaşamla kırılma noktasında pes edeceğim o kötü anlarımda karşıma çıkıp,
bana hayatı sevdiren ve yaşanılası yapansın sen.
Hiç farkındamısın..
Gecenin tam ortasında yüreğim haykırıyorsa seni,susmalı evren, hiçbir ses yüreğimden daha anlamlı ve derin konuşamaz ki, bu saatlerde, kirpiklerini kıpırdamazki... 
Dinle hayatımın insanı, sen dinle beni. 
Yüreğinin kapılarını arala biz seninle konuşmadan anlaşabiliyoruz.
Sadece beni hisset bu gece...
Yüreğini verdiğin ben, sana mühimmat taşımak istiyorum,bir türlü içinden çıkamadığın ve hep bir savaş verdiğin sevdamıza...
Usulca öperek gözlerinden, düşlerimi alsana kollarına, sabaha az kaldı küçüğüm..
İnandığın zaman aşk’a..kıskanırsın..Kıskandığın an’da.. zaten aşksın..benim aşkım..
Sende farklı bir tarafı var hayatın..Farklı bir yüzü..daha farklı bir tadı..
Eskimeyen..
Hiç eskitmeyen..
Hep beni sevdiğini haykıran..
Seni seviyorum Bitanem!
 
      Şafak Konal 2009                             
                                                
                                                                               
 
    YÜREĞİMDEKİ NOKTA 
  
Öyle bir an gelirki, o zamanı yaşam döngüsünde yaşayabilirsin.
Kaybettigim duygularım canlanır,o anı yaşadım,işde ben nokta senin ile!
Biliyorum,her şeyin merak ve beklenti,sebep olduğunu, fakat her başlamış bir ilişkinin evresinde dostluga doğru yol adımladığını,zaman geçtikcede büyümeye ,değişik evrelerde zedelenmeye uğrayacagını;
Tanıdıkca birbirini belki etkileyen bir söz, davranış, bir teşekkür başlanğıçı oluşturur.
Dostluğun.........
Böyle bir dostsun ......
sorarsın.Nasılsın?.....
Ben iyiyim,sen nasılsın?........
Bende iyiyim/kötüyüm!/hiç havamda degilim.....
Duygularını paylaşırsın, kendini ifade edersin.
Sevinç ile yüreğin çarpar,yada buruk bir hüzün doğar içindeki Noktaya....
Gün içinde mutlu yada üzülmüş halin bırakır seni,düşünürsün ayrı olsanda, aklına gelir;
o sözleri.......
Nasılsın?
demek için sabırsızlıkla beklersin o anı, sorarsın ferahlamak için, beklersin duymak istediğin cevapı,
Noktan kıpırtı içinde değil, çekicin örse vurduğu sesi duyarsın ,korku içinde;
sağol,tesekkür ederim! diye.....
İçindeki ferahlama,ardında sevinc,heyecanlanırsın sevgiyle...
Nokta olmak kolay degildir, bir söz,davranış, seni etkiler,uzaklaştırır..
Yüreğindeki kısmında düşünürsün,duygusal olursun, yüreğim istemiyor o Nokta yı...
Kalmamıştır bir yer nokta için, sevgin doldurmuştur..
Büyüdükçe yüreğinde sevgi,hissedersin acısını 
zamanla, derler ya ilaçtır zaman, hala yanıyor bulaştırdığın sevgin... 
Sevgini paylaşırsın bir kişi ile sadece karşılıgını gördüğün sürece..
Sevgine zarar geldiginde ararsın yüreğindeki terk ettigin Nokta yı, acıları derinlerde ararsın bir dalgıç nasıl saat ile dalıyorsa bilmediği yere sende ararsın zaman ile yarışır,
son kalan nefes ile.....
Gözlerin parıldar ,bulmuşsun derinlere saldığın Nokta yı,
son nefesini verirsin Nokta nı uyandırmak için yaşatmak için,
kalmışmı diye bir şeyleri ,aramaya başlarsın,çaresizce...ümitsizce...
Kalmışmıdır bir noktada olsa sevgin..
Yalnızlığın icimde ,çıkar elbet bir parıltıya sebeb olan, parlar kor olur çıkar elbet bir ışık,hatırlarsın...
Zaman içinde kaybolmamış, paylaşmak için bir hamle ile,derdini, kederini,elemini,kalan sevgini,anlatabileceğin o Nokta yı...
Işığı tutmak istersin,
sarılmak ,okşamak,heyecanlanmak,gülmek,ağlamak için...
Üflersin yanacak bir korun çıkaracağı alevi beklersin,bir kenarda sevgim dediğin birilerini.
Sen her zaman burada duruyordun,açarsın sol yanını çabalarsın tutuşmak için, yanacak odun ile beraber,olusaçak alevi,beklersin sevgi ateşi korunu?
Bir ışık olsun ,bir yanmış enkazın bıraktığı kor olsun,bir selam,bir sebeb diye..
Sebebin ne olursa olsun,seni senden soran kalmışmı diye bir sevgin olsun....
Yüreğinde noktası olan ,saygıda kusuru olmıyan,sevgide cömert,
Nokta dan her zaman haberin olsun,yüreğindeki derinliklere saldığın Nokta her daim unutmaki dostun ,yeterki o yüreğin hic incilmesin....

Şafak Konal 2010
 
                                               
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! DOSTUM !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
 
SIRRINI SÖYLEME DOSTUNA DOSTUNUNDA DOSTU VARDIR!
 
 
  
 
DOSTLARI OLMALI İNSANIN

Dostları olmalı insanın , aynen gemilerin limanları gibi. Zaman zaman uğradığın, yükünü boşalttığın, dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda. Sonra açık denizlere uğurlamalı seni, geri döneceğin günü bekleme umuduyla. Bazen, rüzgâra o açmalı yelkenini, yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla, halatlarını çözmeli, seni çok ama çok özlemeli. Dostları olmalı insanın; ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen. Düşünmediklerini düşündüren, seni bir cambaz ipinde, güvende tutabilen, gerektiğinde senin için ateşi yutabilen, yolunu ışıtan ustan olmalı. Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini. Sana vermeli soğuk bir kış gününde üzerindeki tek gömleğini...

Oguzkan Bölükbaşı
 
!!!!!!!!!!!!!!OLDUĞUNU BİLMEK YETİYOR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol