Memleketim Radyo
Sevgi, Dostluk,Samimiyet...

Şeker Hastalığı

Şeker Hastalığı Açlık Tokluk kan şekeri kaç olmalı

 

2008-01-31
Bu sayfada Şeker Hastalığı Açlık Tokluk kan şekeri kaç olmalı ile ilgili yazi bulunmaktadir.


Kimler risk altında?
Gizli şeker, diyabet ortaya çıkmadan 15-20 yıl öncesinden bulunabilir. İlk bulgular sık acıkma, açlığa tahammülsüzlük, hızla yemek yeme, sık tatlı isteği, hatta tatlı krizidir. Yani 15 yıl öncesinden ortaya çıkan belirtiler bunlardır.
 Peki belirtilerin sadece bir ya da ikisi varsa...
Belirtilerin çoğu birlikte olur. Ayrı ayrı olmaz.

Kan şekeri değerleri normalde kaç olmalı?
Dünya Sağlık Örgütü'nün son aldığı karara göre, kan şekeri 100'ün üstünde olan herkes diyabet açısından risk altında kalıyor. Önceden 120'ydi bu rakam. Sonra 110 oldu, şimdi 100'e indi.

Oranlar niye değişti?
Çünkü bütün araştırmalar şunu gösterdi. Diyabetli olmayan bir kişiye 'diyabetlisin' demek çok büyük bir hata değil. Sen diyabetlisin, bundan sonra adam gibi yiyip içeceksin, üç öğün yemeğini yiyeceksin, şeker ve yağlı yemeyeceksin diyoruz. Bunda bir mahsur yok. Ama diyabetli olanı atlamak büyük bir risk.

Şeker değerleri yaşa göre değişir mi?
Hayır. 8 saatlik açlıktan sonra kan şekeri 100'ün üstünde olan herkes risk altında. Tokluk kan şekeri de 125'in üzerinde olanlar... Bundan öncekiler en son 110 ile 130'du. Şimdi 100-125 arası...

Şeker oranı yüksek her hasta diyabetli midir?
Açlık kan şekeri 126'nın, tokluk kan şekeri 200'ün üzerinde olanlara diyabet hastası diyoruz.

Açlık kan şekeri nedir?
Açlık kan şekeri 8 saat açlıktan sonra ölçülen değerdir. Tokluk kan şekeri de 75 gr. karbonhidrat içeren glikoz alımından sonra yapılan ölçümdür. Glikoz yükleme testi bizim için bir öğün modelidir. Diyelim ki sabah saat 8'de kahvaltı yaptınız. Saat 1'e kadar metabolizmanızda ne tür bir değişiklik oluyor onu inceleriz. Hastaya 75 gr glikoz içeren şekerli su içirilir. Yarım saat beklenir. Sonra saatte bir kan şekeri ölçülür. Eğer 200'ün üzerinde çıkarsa bunun adı diyabettir.

Şeker yükleme testi zararlı mı, olası bir uyuyan şekeri uyandırır mı?
Hastalarımız da çok soruyor. Kesinlikle zararlı değildir. Bir porsiyon baklavanın içinde 100-150 gr. şeker vardır. Biz sadece 75 gr. şeker yüklüyoruz. Siz bir tabak baklava yediğinizde ne oluyorsa glikoz yüklemede de o olur.

Kesin bir tedavisi yok ömur boyu sürüyor
Diyabet yüzünden hayatını kaybeden çok hasta var mı?
İstatistik yok. Ama Avrupa'da körlük nedenleri içinde birinci sırada bu hastalık var. Suni böbrek makinesine giren her 3 hastadan biri diyabet hastası. Amerika'da her yıl 60 bin kişinin ayağı bu hastalık yüzünden kesiliyor. Diyabetli hastalar eğer bir de kalp hastasıysalar kalp krizi oranı 4 kat artıyor. Diyabetli hastalarda felç oranı 3 kat fazla. Dikkat ederseniz ölüm oranı olarak dördüncü sırada ama birinci, ikinci sıradaki ölüm nedenlerini en çok besleyen hastalık. Onun için Dünya Sağlık Örgütü tarafından diyabet tüm dünya ülkelerinde birinci derecede mücadele edilmesi gereken hastalık olarak kabul ediliyor. Son dünya kongresinde diyabet AiDS'ten daha tehlikeli bir hastalık olarak tanımlandı...

Şeker Hastalığı Neden AIDS'ten bile daha tehlikeli?
Dünyada 177 milyon diyabetli var. 2025'te bu sayı 300 milyonun üstüne çıkacak. Türkiye'deyse 10 milyonu geçer.

Bu hastalık tedavi edilmezse ne olur?
Ciddi olarak organ hasarları oluşturur. Görme bozukluğu yapabilir. Böbreklerde, ayak sinirlerinde bozukluk yapabilir ve sonuç olarak kemik sisteminde bozukluk yapabilir. Dünyadaki tüm ülkelerde dördüncü sıradaki ölüm sebebidir.

İlk sırada kalp ve damar hastalıkları mı var?
Evet. İkinci sırada kanser var. Üçte inme ya da felç. Dördüncüsü de diyabet. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre felce bağlı ölüm sebepleri ve kalp damar hastalıkların bağlı ölüm sebepleri son 20 yıldan bu yana azalırken, kanser ve diyabet artıyor. Bunlar içinde en fazla artış gösteren diyabet. Diyabet kanserden çok daha hızlı yayılıyor.

Diyabet neden bu kadar süratli yayılıyor?
Genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak hızla artıyor. İnsanın hayatı boyunca sürüyor, yani şu anda bir ilaç verip tamamen ortadan kaldıracak bir imkanımız yok. Biz sadece hastalığın vücutta bozukluk yapmadan, hastanın herhangi bir şekilde hayat kalitesini bozmadan, hastanın hayat süresini mümkün olduğunca uzatarak bu mevcut tedavileri uygulamaya çalışıyoruz. Diyabetin henüz radikal tedavisi yok.

Şeker Hastalığı Şeker, tatlı bir hastalık değildir

Tıp dilindeki adıyla ‘‘diabetes mellitus’’ yani şeker hastalığı, adında şeker olmasına rağmen sevimli bir hastalık değildir. Çünkü kronik ve ilerleyici özelliği olan bu hastalığın kesin tedavisi yoktur ve iyi kontrol edilmediğinde birçok sağlık sorununa yol açar.

Bu sağlık sorunları da kalp krizi, felç, damar tıkanıklığına bağlı olarak bacak kesilmesi, böbrek yetmezliği ve körlük gibi çok önemli sorunlardır.

ARDINDA çok önemli sağlık riskleri taşıyan şeker hastalığa karşı tıbbın yapabileceği tek şey, hastalığı kontrol altında tutmak. Hastalığın kontrolünde ilaç kullanmak, beslenmeyi, vücut ağırlığını ve yaşam biçimini düzenlemek ve belirli aralıklarla doktor muayenesi, önemli yer tutmaktadır.Bunun başarılabilmesinde ilk basamak hastalığı iyi tanımaktan geçer.

Diyabetin oluşumu

Gıdalarla aldığımız şekerler, unlar, nişastalar yani özetle karbonhidratlar, sindirim sisteminde parçalanarak glikoz haline dönüşür ve kana karışır. Pankreas bezi tarafından salgılanan insülin hormonu, glikozun enerji şeklinde kullanılmasını sağlar. İnsülinin yetersizliği durumunda vücut, glikozu enerji şeklinde kullanamaz ve kandaki glikoz düzeyi artmaya başlar. Kandaki glikoz düzeyinin artması öncelikle kan damarlarının hasarlanmasına yol açar. Damarları tıkanan organlar da bunun sonucunda zarar görmeye başlar. Diyabet hastalarını için bir diğer sorun da, glikozdan sağlayamadığı enerjiyi, yağ ve benzeri diğer maddelerden sağlamaya çalışırken ortaya çıkan aseton ve benzeri diğer maddelerdir.

Tedavisi

Diyabet hastalığının tedavisinde başlıca iki temel prensip vardır. Bunlardan birincisi vücut için gerekli olandan fazla karbonhidrat almamak, ikincisi de yetersiz kalan insüline ilaçla destek olmak. Eğer bir kişi, ‘‘Tip 1’’ olarak adlandırılan türde diyabetli ise, vücudunda insülin hemen hiç olmadığı için, ihtiyacı olan insülini dışarıdan almak zorundadır. ‘‘Tip 2’’ denilen türde ise vücudun kendi insülini bulunmakla beraber yetersiz kaldığı için, insülinin salgılanmasını ya da vücuttaki etkisini arttıracak ilaçlar kullanılabilir. Bu kişilerin bir kısmında zaman içinde insülin yetersizliği arttığı için dışarıdan insülin desteğine ihtiyaç olabilmektedir.

Şeker Hastalığı Kontrolün önemi

Yukarıda da belirttiğim gibi, kontrol edilemeyen diyabette, zaman içinde önemli sorunlar çıkma riski yüksektir. Bu nedenle hastalığın yakından takip edilmesi önem taşımaktadır. Bunun için kandaki glikoz düzeyinin ölçülmesi temel olmakla beraber her zaman yeterli olmamaktadır. Açlık kan şekerinin ölçülmesi hastanın o andaki durumunu gösterdiği için kontrolü yapan doktora yeterli bilgi vermez. Son yıllarda geliştirilen bir tahlil yöntemi hastanın kandaki glikoz düzeyinin bir anlamda bilançosunu ortaya koyuyor.

Hemoglobin A1C nedir?

Hemoglobin A1C veya kısaca ‘‘HbA1C’’ diye yazılan, bazı ülkelerde de daha kolay olsun diye A1C olarak adlandırılan bu tahlilde, hastanın kanındaki alyuvarlara bağlanmış olan glikoz miktarı ölçülmektedir. Alyuvarlardaki hemoglobine bir kere bağlanan glikoz, alyuvarın ortalama 120 gün süren ömrü boyunca değişmemektedir. Zaman zaman yapılan açlık kan şekeri düzeyi ölçümünün yanısıra, ortalama olarak üç ayda bir kez bu tahlilin yapılması, hastanın diyabet hastalığındaki genel gidiş hakkında çok değerli bilgi vermektedir. Uzmanlar tedavi altındaki diyabet hastalarında, bu tahlilin en çok yüzde 7 olmasını istemektedirler.

Şeker Hastalığı Bol salata, şeker riskini azaltıyor

Amerikalı araştırmacılar, bol bol salata yemenin, şeker hastalığına yakalanma riskini azalttığını tesbit ettiler. Real Age Araştırma Grubu’ndan yapılan açıklamada, salatada kullanılan marul gibi yapraklı sebzeler ile diğer besinlerin, kan şekeri seviyesini kontrol ettiği belirtildi. Araştırmacılar, salatada kullanılan sebzelerin bol vitamin ihtiva ettiğini, bol salata yiyenlerin kalp hastalıkları riskinden de uzaklaştığını bildirdiler. Bilim adamları, bol bol salata yiyenlerin, salatayı az tüketenlere göre ortalama 10 yıl daha genç kalabildiğini öne sürüyorlar.
Şeker için faydalı olan diğer bitkilerden bazıları ve kullanılışı şöyle:
Zeytin:
Yarım litre sıcak suya 2 çorba kaşığı (yaklaşık 30-40 gram) kıyılmış taze zeytin yaprağı koyun. 20 dakika bekledikten sonra süzün. Yemeklerden 10 dakika önce birer çay bardağı içilir.
Maydanoz:
3 demet maydanozu iyice yıkadıktan sonraşişe gibi sert cisimle ezdirip bir litre sıcak suyun içine koyun. Yarım saat kadar bekledikten sonra ince bir tülbentten süzün. Üzerine bir bardak yeni sıkılmış limon suyu ekleyin. Elde ettiğiniz karışımdan her sabah aç karnınıza bir çay bardağı için.
Isırganotu, okaliptus
yaprağı, tere:
Bunlardan herhangi biri, çay gibi demlenerek günde 3 defa bir çay bardağı içilir.

Yoğun bakımda kan şekeri önemli

Belçika’da yapılan araştırmada, gerektiği an insülin kullanılarak kan şekeri kontrol altında tutulan hastaların yoğun bakımda kurtulma şanslarının daha fazla olduğu saptandı. Belçika’da Berghe Katolik Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, kan şekeri sürekli kontrol edilerek anında insülin verilen hastalarda, daha az enfeksiyon ve böbrek yetmezliği olduğu, bu hastalara daha az kan vermek gerektiği belirlendi. Gerektiği an insülin kullanılarak kan şekeri kontrol altında tutulan hastaların, kan şekeri yüksek hastalara göre, yoğun bakım süresinin kısalarak, hastaneden erken çıkabildikleri kaydedildi. 765 hasta üzerinde yapılan araştırmada, kan şekeri 110 miligram/dl’yi geçen hastalara anında insülin verildi. Bir grup hastaya da kan şekeri 215’i geçtiğinde insülin uygulandı. Bu hastaların insülin uygulandıktan sonraki kan şekeri oranı 180-200 olarak belirlendi. Kan şekeri anında kontrol altına alınan hastaların, diğer hastalara göre büyük farklılık gösterdikleri belirlendi. Bu hastaların ölüm riskinin yüzde 32, böbrek yetmezliği riskinin de yüzde 41 azaldığı görüldü.

 Şeker hastalarına beslenme bilgisi

Hasta eğitimi, Türkiye’de tam 4 milyon insanın sorunu olduğu tahmin edilen diyabet hastalığının tedavisinin en önemli adımını oluşturuyor. Diyabetlilere hastalıklarını tüm yönleriyle tanıtmak ve hastalığın getireceği sorunlardan korunmalarını sağlamak amacıyla Acıbadem Hastanesi ücretsiz hasta eğitim programı başlattı. Bu çerçevede Acıbadem Hastanasi Konferans Salonu’nda konuşan Dr. Şadiye Yücel Kutbay, şeker hastalarına uygun beslenme tavsiyesinde bulundu. Kutbay, kan şekerini normal sınırlar içerisinde tutmak için basit şeker olarak tanımlanan toz ve kesme şeker, bal tatlı ve meyve sularının tüketilmemesini önerdi. Bilindiği gibi diabet, insan vücudunun yeterli miktarda insülin salgılayamaması veya salgılanan insülinin yeterli derecede kullanılamaması nedeniyle kan şekerinin yükselmesi durumu olarak tanımlanıyor.

Diyabet tedavisi bir takım oyunudur

Hiçbir futbol maçını tek başına bir oyuncu kazanamaz. Şeker hastalığının tedavisini de ne siz, ne doktorunuz, ne diyetisyeniniz, egzersiz danışmanınız veya varsa psikoloğunuz tek başına başaramaz. Kısacası, hiç kimse oyunu tek başına oynayarak şeker hastalığını yenemez. En önemli rolün diyabet hastasında olduğu doğrudur. Ama başarılı bir diyabet kontrolü için diğer oyunculara da ihtiyaç vardır ve en iyi yol, bir takım ruhu içinde bütün olarak hareket etmektir. Doktorunuz, hemşireniz, diyabet eğitmeniniz, diyetisyeniniz, eczacınız, danışman doktorlarınız (göz uzmanı, böbrek hastalıkları uzmanı ve nörolog, sinir hastalıkları uzmanı) bu takımın diğer üyeleridir. Diyabetle başa çıkmak size zor gelebilir. Günlük kontrolleri yapmak, sürekli ilaç kullanmak, belirli bir beslenme sistemi dışına pek çıkamamak ve gelecekteki sağlık durumunuza ilişkin olarak endişelenmek kolay olmayabilir. Burada da genel bir kural geçerlidir. Başa çıkmanın ilk adımı kabullenmektir. Sonrası bir takım içinde yer almanız, takım oyunundaki yerinizi doğru belirlemeniz ve görevinizi doğru ve eksiksiz yapmanız ile ilişkilidir.

Şeker hastalığı bacağımda yara açtı
35 yaşında ve 15 yıllık şeker hastasıyım. Geçen yaz ayaklarımda yaralar oluştu. Yoğun tedaviyle iyileşti ama izleri kaldı. En son sorunum bacaklarıma giren kramplar ve kalp çarpıntıları. Kalbim için efor testi yapıldı normal çıktı.
Acaba, daha önce yazdığınız damar sorunları bende de başlamış mıdır? Bunu araştırmak için ne yapabilirim?

Şeker hastalığının takibinde çok titiz davranmadığınızı düşündürüyor. Geçen yaz bacaklarınızda, zorlukla kapanan yaraların açılması, bu kanaatı oluşturuyor. Bu olay, damarlarınızda sorun başladığını düşündürür. Kramplar, şeker hastalığının önemli ek sorunlarından biri olan damar hasarını (diabetik anjiyopati) düşündürür. Kesin bilgi için damar cerrahi uzmanı ya da merkezlerinden birine başvurabilirsiniz. Çarpıntılarınızın, kalple ilgili olmamalı, yapılan tetkikler sonunda kalbinizde bir sorun da bulunmamış. Kan şekeri normalin altına düştüğünde çarpıntı yapar. Özellikle insülin kullanan hastalarda, insülinin cinsi, dozu ve uygulama zamanıyla yenilen yemeğin cinsi, miktarı ve zamanı arasında uyumsuzluklar olursa, kan şekeri aniden düşebilir, yükselebilir. Düştüğünde, açlık hissi, çarpıntı, titreme ve soğuk terleme yapabilir.

 İki belirti hastalığınızın çok titiz takip edilmediğini düşündürüyor. Diyabet konusunda uzman bir merkezin gözetimi altında olmanızın doğru olacağı kanısındayım.

Kan şekeri
 
İstanbul’dan “M. Ö.” rumuzlu okuyucu mektubunda özetle diyor ki:
“Bundan bir ay önce kalbimde ağrı vardı. Bunun için doktora gittim, elektro çekildi. Elektro temiz çıktı. Doktor bende kalp olmayacağını söyledi. Tansiyon düşük çıktığı için kan tahlili yapıldı. Bu tahlillerde kan şekerinin düşük olduğu görüldü. Diyet verildi. Kan şekerinin düşük olmasının bana ne gibi zararı olur, ne yapmamı tavsiye edersiniz.”
Göğsünüzdeki ağrı, kalp damarlarındaki daralmadan ileri gelebilir. Damar spazmı dediğimiz bu hadisede kalbe kan gitmesi bir an için aksayınca olur ve geçici bir olaydır. Tansiyon düşmesi, ani ve hızlı tansiyon çıkması, kan şekerinin düşmesi, bazı psikolojik sebeplerle baygınlık ataklarının olduğu durumlarda meydana gelebilir.
Ağrı yapan sebep geçtikten sonra bir şey kalmaz. Çekilen elektrolar tamamen normal bulunur. Ancak gene de ihtiyatlı olup bir de eforlu EKG çekilmesi iyi olur. Çünkü normal elektroda görünmeyen bozukluklar burada görülebilir.
Yapılan kan tahlilinde kan şekerinin düşük olması haline hipoglisemi denir. Hipoglisemide kan şekeri normal değerlerden düşüktür. Kan şekerinin düşmesi halinde beyin beslenmesi etkilenir. Baş dönmesi, göz kararması, terleme, baygınlık hissi, halsizlik, çarpıntı gibi belirtiler olur. Bu belirtiler kan şekeri normale dönünce kaybolur.
Normal bir kimsede kandaki şeker düzeyi devamlı olarak normal sınırlarda muhafaza edilir. Bu mekanizmalardan herhangi birisinde bozukluk olursa şeker miktarı değişebilir. Şekerin düşmesi haline hipoglisemi, yükselmesine de hiperglisemi yani şeker hastalığı denir. Hipogliseminin sebebini mutlaka araştırıp bulmak lazımdır. Çünkü nerede ne zaman şekerin düşeceği belli olmaz. Bu şekilde rahatsızlığı olan kimseler aşırı eforlardan kaçınmalı, stresli ortamlardan ve işlerden uzak durmalı, hastalıklardan korunmalı. Hastalık halinde şeker düşebilir. Uzun süre aç kalmamalı. Az fakat sık yemeli. Çok tatlı gıdalardan kaçınmalı, normal miktarlarda yemeli. Yanında birkaç tane kesme şeker bulundurmalı, halsizlik, terleme, göz kararması, çarpıntı gibi şikayetleri olduğu zaman hemen yemelidir. Böylece şekerin fazla düşmesi önlenmiş olur.
Hipogliseminin en önemli sebepleri hormon dengesindeki bozukluktur. Bunun için size tavsiyemiz bir fakülte hastanesinin endokrinoloji bölümünde muayene olmanız, testlerinizi yeniden yaptırmanızdır. Bir de hayatınıza, işinize, kilonuza uygun diyet yazılması için diyet uzmanı ile görüşmenizde fayda vardır.

Diyabetliler gözlerine özen göstermelidir

İhmal edilen şeker hastalığının körlüğe kadar varan hasarlara neden olabileceği bildirildi. Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Süleyman Okudan, şeker hastalığının, retinadaki kan damarlarının tahrip olmasıyla ‘’diyabetik retinopati’’ denilen bir rahatsızlığa neden olduğunu söyledi.

Bu hastalığın 30 yıl öncesine kadar önlenemez ve tedavi edilemez bir hastalık olarak görüldüğünü kaydeden Okudan, “Laser teknolojisindeki gelişmelerin de katkısıyla artık, bu hastalık (önlenebilir veya tedavi edilebilir) körlük etkenleri sınıfına dahil olmuştur.’’ dedi ve göz sağlığının korunması için şeker hastalarının 6 ayda bir ayrıntılı göz kontrolünden geçmesi gerektiğini belirtti.

Şeker hastalığı
İstanbul’dan “C. A.” rumuzlu okuyucunun sualine cevaptır:
Şeker hastalığı pankreastan salgılanan insülin maddesinin azalması veya kaybolması sonucu meydana gelir. Kan şekeri yükselir. Bunun kontrol altına alınamaması küçük damarlarda bozukluklara yol açar, daraltır. Kan akımı bozulur. Bu durumda doku beslenmesinde bozulma, cinsel fonksiyonlarda düzensizlik olur. Şeker hastalığının yaptığı bedensel bozukluklar yanında psikolojik düzensizlikler de sizi etkilemiş olabilir. Önce bir endokrinoloji uzmanının takibine girip şekerinizi kontrol altına aldırmanız gerekir. Bundan sonra halen şikayetlerinizde bir düzelme olmaz ise psikiyatri uzmanına gitmenizi tavsiye ederim. Şeker hastalığı ciddi ve önemli olup tedavinize ve diyetinize dikkat etmelisiniz.

Şeker hastalığı
Çankırı’dan O. D.’ın suallerine cevaptır:
1-Kan şekerinin normal sınırların üstüne yakın seyretmesi, zaman zaman yükselmesi şeker hastalığı kabul edilir. Ailede olması ve üst sınırlarda bulunması da şeker hastalığına aday kabul edilir. Şeker hastalığında kaşıntı olur.
2-Yapılan tahlilde kan şekeriniz biraz yüksek bulunmuş.
3-Açlık kan şekeri düzeyi 80-115, tokluk kan şekeri yemekten 120 dakika sonra 70-110 mg/dl olmalıdır. Bu değerler her laboratuvar için farklılık gösterir.
4-Şeker hastalığı olan bir kimsenin endokrinoloji bölümünde takip edilmesi ve şeker seviyesine göre ilaç kullanması lazımdır. Sizin kullandığınız iyidir. Doktor kontrollerinizi ve diyetinizi ihmal etmeyin. Hamur işi ve tatlı gıdaları fazla yemeyin. Aktif bir hayatınız olsun. Kilo almamaya çalışın. Kilonuz fazla ise zayıflayınız.

Şeker hastalığı
Karadeniz Ereğli’den “Mukadderat” rumuzlu okuyucunun sualine cevaptır:
Yazdığınıza göre şekeriniz oldukça yüksek. Ancak diyet ile kontrol altına alınmış gibi. Tatlı gıdaları azaltınız. Mutlaka bir endokrinoloji uzmanının takibine girin. Eğer bu branşta doktor bulamaz iseniz dahiliye bölümünde kontrollerinizi yaptırın. Şekerinizin düşmesi için diyet yanında ilaç da kullanmanız gerekmektedir. Aktivitenizi ayarlayın. Her gün düzenli hareket edin. Dikkat ederseniz hiçbir problem olmadan yaşantınızı devam ettirebilirsiniz.

Şeker Hastalığı Ömrü Kısaltıyor
İngiltereli uzmanların yaptıkları bir araştırmaya göre şeker hastaları yaş, cinsiyet ayırt etmeksizin hastalığı taşımayanlara oranla daha genç ölüyorlar.

Middlesborough General Hospital’da 4800 şeker hastası arasında yapılan araştırmada Tip 1 şeker hastalığı olan hastaların yaşam sürelerinin diğerlerine oranla kısaldığı tespit edilmiş.

Tip 2 şeker hastalığına 40 yaşından önce yakalanan hastalarda ise ömür 8 yıl kısalıyormuş.

İmgiltere’nin en fakir bölgelerinde yapılan araştırmada ölümlerin daha fazla olduğu ortaya çıkmış.  Ayrıca bu ölümler kalp hastalıklarından kaynaklanmış ve şeker hastalarının da bu riskin altında olduğu zaten bilinmekte.  Araştırmalar özellikle fakirlik ve şeker hastalığının zararının bugüne kadar fazla önemsenmediğini maalesef ortaya koyuyor.

Şeker hastalığı vücudun yeterli insülin üretememesi ya da bu insülini iyi bir şekilde kullanamamasından kaynaklanan kronik bir hastalık.

Tip 1 vakaları tüm dünyadaki şeker hastalarının %10-25’ini oluşturuyor.  Günlük insülin alınmazsa, hastalar komoya girebilir, yüksek seviyeler körlüğe, kalp hastalıklarına, kalp krizine, sinir hasarı ve böbrek problemlerine sebep olabiliyor.

Tip 2, diyet, egzersiz ve ilaçlarla daha kolay tedavi edilen bir hastalık olmasına rağmen çaresi yok.

Şeker hastalığı tüm dünyada 130 milyon kişi de var ve her yıl 2.8 milyon kişi bu hastalıktan hayatını kaybediyor.  Uzmanlar 2010 yılında bu hastalığın 220 milyon kişiye ulaşabileceğini ve bunda obezitenin etkili olabileceğini tahmin ediyorlar.

Şeker hastalığı nedenleri

Aşırı Kilo ve Hareketsizlik Şeker Hastalığına Neden Oluyor!
Harvard Üniversitesi bilim adamları şeker hastalığını artıran en büyük etkenin aşırı kilo olduğunu bildiriyorlar.

Uzmanlar şeker hastalığı riskini artıran etkenleri sigara, aşırı kilo ve fiziksel aktivite eksikliği olarak açıklıyor. Yapılan bir araştırma, şeker hastalarının yüzde 90’ını fazla kilolu, fiziksel aktivite eksikliği olan, sigara tiryakisi insanlardan oluştuğunu ortaya koyuyor.

New England Journal of Medicine dergisinde yayınlanan habere göre Harvard Üniversitesi uzmanları 85 bin kadın üzerinde bir araştırma yaptı. 16 yıl süren bu araştırmada yer alan kadınların 3300’ünde şeker hastalığı tespit edildi. Şeker hastası olarak tespit edilen kadınların yüzde 90’ı sigara tiryakisi, fiziksel aktivitede bulunmayan, şişman insanlardan oluşuyor. Harvard Üniversitesi doktorlarından Dr. Frank B. Hu, insanların sağlıklı beslenme kurallarına uydukları ve spor yaptıkları taktirde ikinci tip şeker hastalığının engellenebileceğini açıkladı ve insanları sağlıklı yaşam kurallarına uymaya davet etti.

Şeker Hastalığı Açlık Tokluk kan şekeri kaç olmalı Şeker Hastalığı Açlık Tokluk kan şekeri kaç olmalı hakkinda aciklamalar Şeker Hastalığı Açlık Tokluk kan şekeri kaç olmalı konusunda bilgiler.

Anahtar Kelimeler:Diyabet ,Şeker Hastalığı ,kan şekeri düşmesi, tokluk kan şekeri, kan şekeri düşüklüğü ,kan şekeri değerleri , gizli şeker, şeker hastalığı,

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol